17 Eylül 2012 Pazartesi

Karmaşık Bir Sorun: Mobbing



Mobbing bir sürü yönden ele alınabilecek bir konudur. Mobbing’in ne olduğu, ne zaman ortaya çıktığı, mobbing eylemi içerisinde bulunan aktörler, mobbingin uygulanma sebepleri, mobbinge maruz kalanların yasal hakları gibi bir çok değinilmesi gereken konu vardır. Bu yazıda, kısaca mobbingden, mobbing türlerinden bahsetmek ve mobbinge maruz kalanların sessizliğinin arkasındaki toplumsal nedenlere değinmek istiyorum.
Mobbing; çalışanı yıldırmak üzere yapılan psikolojik tacize denmektedir. Mobbing, çalışanın işten çıkmasını sağlamak amaçlı yapılan pasif bir eylemdir. Bu eylem sadece işveren ya da yüksek pozisyondaki bir çalışan tarafından yapılır diye bir şey yok. Aynı statü ve özellikteki çalışan bireyler de birbirlerine mobbing uygulayabilmektedir. Mobbing genellikle karmaşık, çok yönlü ve çalışanlar üzerinde baskı yaratan bir harekettir. Bir kişi tarafından yapılabildiği gibi bir grup tarafından da mobbing uygulanabilir ki bu çalışan üzerinde daha çok baskı yaratır ve çalışan haklarını savunmak da güçlük çeker.
Mobbing sadece superior grubun (gücü elinde bulunduranların, daha çok işyerinde üst pozisyonlarda olanların) sobordinate gruba  (yani alt pozisyonlarda çalışanlara) yaptığı bir eylem değildir. En çok görülen bu tip mobbing olsa da upword mobility dediğimiz, liderlere ve yöneticilere yönelik mobbing ve horizontal dediğimiz hemen hemen aynı mevki ve statute bulunanlar arasında da mobbing görüldüğünü söylemek mümkün. Downword dediğimiz mobbing daha çok kişinin elindeki gücü kullanarak, güçten kastettiğim sosyo-ekonomik güc, süreklilik halini almış psikolojik taciz biçimidir.
Mobbinge maruz kalan bireyler işten çıkmaları ya da çıkartılmaları durumunda maddi olarak sıkıntı yaşamalarının yanında psikolojik zorluklarla mücadele etmek durumunda kalırlar. İş yerindeki baskı ve tacizden dolayı bireyler çalışma motivasyonunu kaybeder. Değinmek istediğim nokta ise; mobbing’in ne olduğunun bilinmemesi ve mobbing uygulandığının farkında olunmaması. Hatta “mobbing” kavramını belki de çoğumuz yeni yeni duyuyoruz. Diğer bir nokta ise özellikle Türkiye’de mobbinge maruz kalan bireyler kendi haklarını bilmemekte, bilseler de savunamamaktadırlar. Günümüzde işsizliğin fazla olması, yani kapitalistin her zaman kullanabileceği yedek bir emek gücünün olması ve geleneksel bir toplum olmamızın mobbinge uğrayanların sesini çıkaramamasına neden olabilir. Özellikle downword mobbinge maruz kalan çalışanlar işten atılma korkusuyla işlerinden olana kadar sesini çıkaramayabilirler. Geleneksel toplumla ne alakası var diyebilirsiniz. Onu da şöyle açıklayayım: toplumsal ve hemşerilik ilişkilerinin önemli olduğu ve bu sosyal ağların bireylere iş imkanları yarattığı bir toplumuz. Bize network sağlayan bireylere, örgütlere ya da patronumuza “saygısızlık” etmek hiç de hoş olmaz değil mi?  Bir kişinin hakkını araması ya da itiraz etmesi saygısızlık ya da sadakatsizlik değildir. Soru sormaktan çekinmeyin ve hakkınızı aramaktan vazgeçmeyin. Mobbinge maruz kalanlar sesini çıkartmadıkça daha fazla baskı ve psikolojik tacize maruz kalmak kaçınılmaz görünüyor. 

Ayşe Duygu Atasoy