Mobbing bir sürü yönden
ele alınabilecek bir konudur. Mobbing’in ne olduğu, ne zaman ortaya çıktığı,
mobbing eylemi içerisinde bulunan aktörler, mobbingin uygulanma sebepleri,
mobbinge maruz kalanların yasal hakları gibi bir çok değinilmesi gereken konu
vardır. Bu yazıda, kısaca mobbingden, mobbing türlerinden bahsetmek ve mobbinge
maruz kalanların sessizliğinin arkasındaki toplumsal nedenlere değinmek
istiyorum.
Mobbing; çalışanı
yıldırmak üzere yapılan psikolojik tacize denmektedir. Mobbing, çalışanın işten
çıkmasını sağlamak amaçlı yapılan pasif bir eylemdir. Bu eylem sadece işveren
ya da yüksek pozisyondaki bir çalışan tarafından yapılır diye bir şey yok. Aynı
statü ve özellikteki çalışan bireyler de birbirlerine mobbing
uygulayabilmektedir. Mobbing genellikle karmaşık, çok yönlü ve çalışanlar
üzerinde baskı yaratan bir harekettir. Bir kişi tarafından yapılabildiği gibi
bir grup tarafından da mobbing uygulanabilir ki bu çalışan üzerinde daha çok
baskı yaratır ve çalışan haklarını savunmak da güçlük çeker.
Mobbing sadece superior
grubun (gücü elinde bulunduranların, daha çok işyerinde üst pozisyonlarda
olanların) sobordinate gruba (yani alt pozisyonlarda
çalışanlara) yaptığı bir eylem değildir. En çok görülen bu tip mobbing olsa da
upword mobility dediğimiz, liderlere ve yöneticilere yönelik mobbing ve
horizontal dediğimiz hemen hemen aynı mevki ve statute bulunanlar arasında da mobbing
görüldüğünü söylemek mümkün. Downword dediğimiz mobbing daha çok kişinin
elindeki gücü kullanarak, güçten kastettiğim sosyo-ekonomik güc, süreklilik
halini almış psikolojik taciz biçimidir.
Mobbinge maruz kalan
bireyler işten çıkmaları ya da çıkartılmaları durumunda maddi olarak sıkıntı
yaşamalarının yanında psikolojik zorluklarla mücadele etmek durumunda
kalırlar. İş yerindeki baskı ve tacizden dolayı bireyler çalışma motivasyonunu
kaybeder. Değinmek istediğim nokta ise; mobbing’in ne olduğunun bilinmemesi ve
mobbing uygulandığının farkında olunmaması. Hatta “mobbing” kavramını belki de
çoğumuz yeni yeni duyuyoruz. Diğer bir nokta ise özellikle Türkiye’de mobbinge
maruz kalan bireyler kendi haklarını bilmemekte, bilseler de
savunamamaktadırlar. Günümüzde işsizliğin fazla olması, yani kapitalistin her
zaman kullanabileceği yedek bir emek gücünün olması ve geleneksel bir toplum
olmamızın mobbinge uğrayanların sesini çıkaramamasına neden olabilir. Özellikle
downword mobbinge maruz kalan çalışanlar işten atılma korkusuyla işlerinden
olana kadar sesini çıkaramayabilirler. Geleneksel toplumla ne alakası var
diyebilirsiniz. Onu da şöyle açıklayayım: toplumsal ve hemşerilik ilişkilerinin
önemli olduğu ve bu sosyal ağların bireylere iş imkanları yarattığı bir
toplumuz. Bize network sağlayan bireylere, örgütlere ya da patronumuza
“saygısızlık” etmek hiç de hoş olmaz değil mi? Bir kişinin hakkını araması ya da itiraz
etmesi saygısızlık ya da sadakatsizlik değildir. Soru sormaktan çekinmeyin ve
hakkınızı aramaktan vazgeçmeyin. Mobbinge maruz kalanlar sesini çıkartmadıkça
daha fazla baskı ve psikolojik tacize maruz kalmak kaçınılmaz görünüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder