15 Mayıs 2016 Pazar

Arapların Gözdesi: Sapanca

Marmara bölgesinin en başta gelen güzelliklerinden biri olan Sapanca, son birkaç yıldır Arapların adeta istilasına uğruyor. Önceleri Arap gördüğümüzde şaşkın şaşkın bakarken bugün Sapanca’nın bir parçası haline geldiler neredeyse.
Sapanca’nın İstanbul’a, hava limanı gibi ulaşım araçlarının kilit noktalarına yakınlığı sebebiyle diğer bölgelere nazaran daha fazla rağbet görmesi kaçınılmaz elbette. Fakat neden Araplar başta Sapanca olmak üzere Türkiye ile ilgileniyor ve Türkiye’ye yatırım yapıyor? Bunun başlıca nedeni Türkiye’nin güzellikleri değil elbette. Dünya’da birçok yer var doğa harikası. Arapların Türkiye’yi tercih etmelerindeki en büyük sebep kendilerini burada rahat hissetmeleridir. Türkiye’nin son yılarda politik olarak Ortadoğu ile ilgili sergilediği tutumdan, Türk dizilerinin Arap ülkelerinde sevilmesi, Türkiye modern İslam ülkesi imajı çizmesi gibi birçok neden birbiriyle iç içe. Arapların Türkiye’de kolayca yer satın alarak mülk sahibi olabilmeleri de cabası tabi. Arapların ilgisinin temel olarak etkilediği iki yön var. Birincisi sermaye sahipleri yani otel veya işletme sahipleri ikincisi ise bölgedeki halk. Arapların ilgisinden Otel sahipleri ve işletmeciler oldukça memnun görünüyor. Lüks odalarda kalmaktan kaçınmayan Arap müşteriler Sapanca’daki otelleri dolduruyor. Yerel restoran sahipleri daha fazla para kazanıyor. İnşaat firmaları ev ve villa inşaatlarına hızla devam ediyor. Peki, halk bu durumdan memnun mu? Şuana kadar ciddi bir tepki gösterilmemiş olsa da otel çalışanları ve Sapanca’da yaşayan halk bu durumdan çok da memnun değil gibi gözüküyor. Arapların yoğun ilgisi ve yerleşim hareketleri olduğu için Araplar üzerinden konuşuyorum. Sadece kısa süreli konaklama amaçlı değil uzun süreli yaşama amaçlı Sapanca’ya gelmeleri biraz rahatsız edici olabilir. Din gibi ortak öge olsa da Araplar farklı kültürü sahip. Buraya geldiklerinde de o kültürü beraberinde getiriyorlar. Sayıları arttıkça da kültürlerinin hissedilme etkisi halk üzerinde artıyor. İyi kültür, kötü kültür ya da doğru veya yanlış kültür diye bir şey yoktur. Her toplumun kendi içinde farklılık göstermek üzere yaşam biçimi, gelenekleri, değer ve yargıları vardır. Farklı kültürler bir araya geldiğinde çatışma yaşanabilir. Bu durumda genel olarak o bölgedeki dominant kültür hakim olur fakat kültür dediğimiz şey sabit ve değişmez değildir. Coğrafyadan, tarihten tutun teknolojiye kadar her şeyden etkilenir. Arap kültürü de Marmara bölgesine uzak bir kültürdür. İşletmeciler her ne kadar memnun olsalar da uzun vadede Sapanca halkının Araplar’ın varlığından rahatsız olmaları anormal bir durum değildir.  Bunun dışında, Araplar’ın doğayı ve yeşilliği sevdiği için Sapanca’yı tercih ettikleri söylense de, Araplar için yapılan inşaat projeleriyle ormanlar her geçen gün betonlaşıyor. Bunun sorumlusu Araplar değil elbette. Belirtmek isterim ki, Araplar burada bir örnek. Bu herhangi bir millet olabilir. Türkiye’nin dört bir yanı nerdeyse her köşesi imara açılıyor. Önceden yeşillik içinde olan yerlerde birçok villa inşa edilmeye başlanmıştır. Kapitalist yani sermaye sahibi rant uğruna güzelim ağaçları katletmekten çekinmiyor. Kendinden başka bir şeyi düşünmeyen insanın yarattığı sistem içerisinde, her durumdan çıkar sağlamaya çalışan insanın biraz olsun vicdanlı olması lazım. Ormanlarını Araplar’ın, derelerini fabrikaların kurutmaya başladığı Sapanca halkının ve yöneticilerinin duyarlı ve hassas olması lazım. Yoksa Sapanca, doğa güzelliği olmaktan uzaklaşarak beton yığınına dönüşmeye başlayacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder